• Dünyaya Sevgi ve İnsanlık Getirmeyi Başaranlar

    Tarih: 2011.05.16 | Kategori:Genel | Etiketler:

    Okuma ve öğrenme zorluğu
    çeken çocuklara özel eğitim veren bir okul icin bağıs toplama yemeğinde,
    çocuklardan birisinin babası katılımcılar tarafından asla unutulmayacak bir
    konuşma yaptı.


    Okula kendini adamış öğretmenleri kutladıktan sonra şöyle bir soru sordu:
    ‘Dışardaki etkenler tarafından etkilenmedikçe doğa herşeyi mükemmel bir şekil
    ve sırada yapıyor. Ama yine de oğlum Shay, diğer çocukların öğrendikleri gibi
    öğrenemiyor. Diğer çocukların anlayabildikleri gibi anlayamıyor.
    Oğlumda doğal olması gereken şeyler nerede?’
    Bu soru karşısında dinleyiciler sessiz kaldılar.
    Baba devam etti. ‘Ben inanıyorum ki, dünyaya fiziksel ve zeka engelli Shay gibi
    bir çocuk geldiğinde, gerçek insan doğası kendini gösterme fırsatını buluyor ve
    bu da insanların o çocuğa davranış şekillerinde kendini gösteriyor.’
    Ve sonra aşağıdaki hikayeyi anlatmaya başladı:
    Shay ve babası bir gün parkta Shayin tanıdığı birkaç çocuğun baseball
    oynadıklarını gördüler.
    Shay sordu, ‘Acaba oynamama izin verirler mi?’
    Shay’in babası çoğu çocuğun Shay gibi bir çocuğun takımlarında oynamasını
    istemeyeceklerini ama aynı zamanda eğer oğluna izin verirlerse oğlunun o çok
    ihtiyacını duyduğu, engellerine rağmen başkaları tarafından kabul edilmenin
    özgüveni ve sahiplenme duy gusunu vereceğini de biliyordu.
    Shay’in babası çocuklardan birinin yanına yaklaştı ve (fazla birşey
    beklemeyerek) Shay in oynayıp oynayamayacağını sordu. Çocuk şöyle
    danışabileceği birilerine baktı ve sonra ‘Şu anda 6 sayı gerideyiz ve oyun
    sekizinci turunda. Herhalde takıma girebilir ben de onu dokuzuncu turda vurucu
    olarak sokmaya çalışırım’ dedi.
    Shay büyük bir gayretle takımın yanına gitti ve yüzünde kocaman bir gülümseme
    ile takım t-shirtini giydi. Babası gözünde yaş, kalbi sıcak duygularla dolu onu
    izledi. Çocuklar oğlunun kabul edilmesinden dolayı babanın mutluluğunu
    gördüler. Sekizinci turun sonunda Shay’in takımı birkaç puan kazandı ama hala 3
    sayı gerideydi. Dokuzuncu turun başında Shay eldiveni eline geçirdi ve sağ açık
    sahaya çıktı. Ona doğru hiç top isabet etmemesine rağmen oyunda olmaktan son
    derece mutluydu ve babasının ona tribünlerden el salladığını gördüğünde yüzünde
    kocaman bir gülümseme vardı.
    Dokuzuncu turun sonunda Shay’in takımı yine puan kazandı. Şimdi bütün kaleler
    doluydu, oyunu kazanma şansı ortaya çıkmıştı ve topa vurma sırası Shay’e
    gelmişti.
    Bu noktada Shay’in vurucu olmasına izin vererek oyunu kaybetme riskini mi
    almalıydılar? Şaşırtıcı bir hamleyle Shay’e sopayı verdiler. Herkes topa isabet
    ettirme şansının sıfır olduğunu biliyorlardı çünkü bırakın topa vurmayı Shay
    sopayı bile elinde tutmasını bilmiyordu.
    Ama Shay sahaya çıktığında top atıcı, diğer takımın kazanma şanslarını bir
    kenara bırakarak Shay’e bu fırsatı tanıdıklarını görünce birkaç adım öne
    giderek yumuşak bir şekilde topu Shay’e doğru fırlattı. İlk topa Shay zorlukla
    sopayı savurdu ama ıskaladı. Atıcı tekrar birkaç adım öne doğru geldi ve topu
    yine yumuşak bir şeki lde Shay’e doğru attı. Shay sopayı savurdu ve hafifçe
    topa dokunarak yere atıcıya doğru vurdu.
    Oyun şimdi bitecekti. Atıcı topu yerden aldı ve ilk kaledeki adamına
    kolaylıkla atabilecek ve Shay’i sobeleyerek oyunu bitirebilecekti.
    Ama atıcı topu aldı ve ilk kaledeki adamının başının üzerinden diğer takım
    arkadaşlarının erişemeyeceği yere fırlattı.
    Tribünlerdeki herkes ve iki takımda bağırmaya başladılar, ‘Shay, ilk kaleye
    koş, ilk kaleye koş!’ Shay hayatında hiç bu kadar uzağa koşmamıştı ama ilk
    kaleye gidebildi. Şaskınlıktan büyümüş gözleriyle yere çöktü.
    Herkes bağırmaya devam etti, ‘İkinci kaleye koş, ikinci kaleye koş’ Nefes
    nefese Shay zorlukla ikinci kaleye koşabildi. Shay ikinci kaley e geldiği
    sırada açık sahada diğer takımdan biri topu almıştı … takımın en küçüğü olan
    bu çocuk kahraman olma şansını elinde tutuyordu. Topu ikinci kaledeki adamına
    atabilirdi ama top atıcısının niyetini anladığından o da kasıtlı olarak topu
    üçüncü kaledeki arkadaşının başının üzerinden attı.
    Herkes bağırıyordu, ‘Shay, Shay, Shay, bütün yolu koş Shay’
    Karşı takımdan birinin yardım ederek onu üçüncü kaleye doğru döndürmesiyle Shay
    üçüncü kaleye koşabildi, ‘Üçüncüye koş! Shay, üçüncüye koş!’
    Shay üçüncüye gelirken diğer takımdakı çocuklar ve seyirciler ayağa
    kalkmışlardı ve bağırıyorlardı, ‘Shay, hepsini koş! Hepsini koş!’ Shay
    hepsini koştu ve oyunu takımı için kazanan bir kahraman olarak he rkes
    tarafından alkışlandı.
    ‘O gün’, dedi babası, gözlerinden yaşlar aşağıya doğru süzülerek,
    ‘iki takımdaki çocuklar da dünyaya bir parça sevgi ve insanlık getirmeyi
    başardılar’.
    Shay bir sonraki yaza yetişemedi. O kış öldü. Bir kahraman olduğunu ve babasını
    mutlu ettiğini ve eve geldiğinde annesinin de gözyaşları içinde onu
    kucakladığını asla unutmadı.

    Her toplum, kendilerinden daha az şanslı olanlara nasıl davrandığıyla değerlendirilir.